top of page

Eşya Hukuku: Mülkiyet Hakkının Korunmasında Temel İlkeler ve Uygulamalar

  • Yazarın fotoğrafı: Be Ün
    Be Ün
  • 9 Kas 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Ara 2024

Eşya hukukunun kapsamı, hem bireysel mülkiyet haklarının teminat altına alınması hem de toplumsal düzenin sağlanmasıdır.


Mülkiyet Hakkı ve Hukuki Sınırlamaları


Mülkiyet hakkı, bir kişinin malı üzerinde sahip olduğu en geniş ve en güçlü hak olarak tanımlanabilir.


Mülkiyet hakkı, sahibine yalnızca malını kullanma değil, aynı zamanda devretme, kiralama, ipotek koyma gibi geniş bir tasarruf kabiliyeti de verir.


Oğuzman’a göre, mülkiyet hakkı mutlak bir hak değil, sınırlı bir haktır. Mülkiyet hakkının yalnızca mal sahibine tanınan bir ayrıcalık olamayacağını, başkalarının haklarına zarar vermeksizin kullanılmak zorunda olduğunu, mülkiyetin “toplum yararı” ilkesi doğrultusunda sınırlanabileceğini ifade etmektedir. (Oğuzman, Eşya Hukuku, 2018, s. 28)


Bu sınırlama, çevre koruma, imar düzenlemeleri ve kamusal ihtiyaçlar doğrultusunda, mülkiyetin devlet tarafından kısıtlanmasını ve kamulaştırılmasını mümkün kılar.


Kamulaştırma, mülkiyet hakkının devlet tarafından kamu yararını gerekçesiyle sınırlanması durumudur. Kamulaştırma işlemi, adil bir tazminatla denge sağlanmalı, mal sahibinin zarara uğramaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.



Taşınmazlar ve Taşınabilir Malların Hukuki Durumu


TMK’ya göre, eşya hukuku, taşınmazlar (gayrimenkuller) ve taşınabilir mallar (taşınabilir eşya) olarak iki ana kategoride düzenlenir.

Taşınmazlar, malın fiziksel olarak yer yüzeyine bağlı olması nedeniyle farklı bir hukuki düzenlemeye tabidir.


Oğuzman, taşınmazların mülkiyet devrinin geçerli olabilmesi için tapu sicilinde tescil edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Tapu tescili, bir taşınmazın mülkiyetinin devrini resmî hale getiren ve karşı tarafları bağlayıcı bir işlemdir. “Taşınmazın alım satımı, yalnızca tapuda yapılan tescil işlemi ile geçerlilik kazanır” (Oğuzman, Türk Hukukunda Eşya Hukuku, 2015, s. 88).

Taşınmazların alım satımında da belirli şekil şartlarına uyulması, işlemin geçerliliği için önemlidir.


Taşınabilir eşyalar ise, mülkiyet devri bakımından daha esnek düzenlemelere sahiptir. Bu eşyaların devri, genellikle el değiştirme ile gerçekleşir ve tapu sicilinin tescil edilmesi gerekmez. Ancak, taşınabilir malların mülkiyet devri de belirli hukuki güvence ve şekil şartlarına bağlıdır. Bu bağlamda, menkul malların alım satımında yazılı sözleşme gibi araçlarla tarafların hakları korunabilir.


Ortak Mülkiyetin Paylaşılması ve Hukuki Yansımaları


Ortak mülkiyet, malın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması durumunu ifade eder. Özellikle miras yoluyla veya ortaklık ilişkilerinden kaynaklanabilir. Bu durum, malın tüm paydaşları arasında eşit veya orantılı bir şekilde paylaştırılmasını gerektirir.


Oğuzman, ortak mülkiyetin paylaşılması konusunda, paydaşların “ortaklığın giderilmesi” davası açarak, malın paylaşılmasını talep edebileceğini belirtmektedir. “Ortak mülkiyetin paylaştırılması, her paydaşın hakkını koruyacak şekilde yapılmalı, bir paydaşın hakkı diğerlerinin haklarıyla dengelenerek düzenlenmelidir” (Oğuzman, Eşya Hukuku, 2018, s. 112). Bu süreçte, malın değerinin belirlenmesi ve paylaşımın eşit bir şekilde yapılması kritik öneme sahiptir.



Dijital Varlıklar ve Eşya Hukuku


Teknolojik gelişmelerle birlikte, eşya hukukunun kapsamı yalnızca fiziksel mallarla sınırlı kalmayıp dijital varlıkların mülkiyetini de gündeme getirmiştir.


Dijital varlıklar, örneğin, yazılım lisansları, kripto paralar ve dijital içerikler, geleneksel mülkiyet kavramlarının ötesinde yeni hukuki düzenlemeler gerektirmektedir.


Dijital varlıkların mülkiyetinin de hukuki çerçevede güvence altına alınması gerektiği vurgulanmaktadır.

Dijital varlıkların izlenebilirliği ve transferi, hukuki düzenlemelerle sağlanmalı, dijital ortamda mülkiyetin korunması için yeni güvence sistemleri oluşturulmalıdır.



Sonuç


Mülkiyet, menkul-gayrimenkul eşyalar ve ortak mülkiyet gibi temel kavramlar, hem bireyler arasında hem de toplumda düzeni sağlamak adına kritik bir öneme sahiptir. Mülkiyet hakları, yalnızca kişisel güvence sağlamakla kalmayıp, toplumsal adaletin ve düzenin korunmasında da önemli bir rol oynamaktadır.


Dijitalleşen dünyada eşya hukukuna yeni bir boyut kazandırılmış ve gelecekte de kazandırılacak olsa da temel ilke her zaman mülkiyetin korunması ve başkalarının haklarını ihlal etmemek üzerine olacaktır.


 
 
bottom of page